6 Şubat 2008 Çarşamba

İki Dirhem Bir Çekirdek-İSKENDER PALA


Anlatımı güzelleştirmek, savunulan fikir ve düşünceyi daha etkili kalmak ü daha etkili kalmak üzere her dilde kalıplaşmış bazı sözler bulunur. Atasözleri, dua ve temenni cümlecikleri, sövgü ve ilençler, bilmece ve tekerlemeler… Bu tür kalıplaşmış sözler arasında, dilin bünyesinde en sık rastlanılanlar ise deyimdir. Dilin bünyesinde kalıplaşmış ve kökleşmiş olarak değişmeden kullanılan deyimler, hiç şüphe yok ki anlatıma canlılık ve güç katarlar. Bu sayede düşüncelerin ve olayların muhataba daha etkili biçimde yansıtıldığı bir gerçektir.Bazı kişilerle ilgili anılar ve hikâyeler, tarihten alınmış olaylar, ve. Deyimlerin ortaya çıkış nedenleri arasında ön sıraları paylaşırlar. Bu bakımdan deyimlerin kaynaklarını arayıp bulmak, oldukça meşakkatli bir iştir. Bazen rastgele bir sayfada, bazen bir dipnotta, bazen de hiç ummadığınız bir el yazması sayfasında bir deyimin ortaya çıkış hikâyesiyle karşılaşmak mümkündür.Deyimlerimizin ortaya çıkış hikâyelerini bilmenin, dilimizin kültüre yansıyan yüzüne bir renk katacağı kesindir.


Kitaptan Birkaç Örnek
Afyonu Patlamak:
Eski tiryakiler,ramazanda afyonu macun haline getirir ve mercimek büyüklüğünde toplar yapıp her sahurda iki üç tane yutarlarmış.Ancak her bir macunu sırasıyla bir,iki,üç kat kağıtlara sarmayı da ihmal etmezlermiş.Böylece kağıt,mide öz suyunde eriyince macun midede dağılır ve birkaç saatliğine keyif devam edermiş.Tabii iki kat kağıda sarılan macun,birkaç saat sonra,üç kat kağıda sarılı macun da onu takiben kana karışınca tiryaki iftara kadar rahat etmiş oluverir.Ancak bu planın yolunda gitmediği,afyonun kağıdının zor parelendiği yahut kana karışması geciktiği durumlarda tiryaki krizlere girer ve dış dünyadan adeta kopar.Afyonu patlayıp kana karışasıya kadar farklı tepkiler verir.
Konuşulan veya yapılan şeye uygun karşılık verilmeyen,anlama ve algılamada geciken durumlarda "Daha afyonu patlamadı galiba" gibi cümleler söylenmesi bundandır.

İki Dirhem Bir Çekirdek:
Giyim kuşamına özen göstermiş,şık ve süslü kıyafetleriyle dikkat öeken insanlar hakkında sık sık "iki dirhem bir çekirdek" sözü kullanılır.
Bu yakıştırma ağırlık ölçüsü olarak okkanın kullanıldığı eski devirden kalmadır.Belki biliyorsunuz,bir okka,bugünkü ölçülerle 1283 gram tutar.Okkanın dört yüzde birine,dirhem adı verilir(Şimdiki gram ile aynı birim olduğunu sanarak gram diyecek yerde dirhem denilmesi hatalıdır).Dirhem,daha ziyade hassas teraziler için kullanılan bir ölçüdür.Ancak sarraflar,dirhemden daha hassas ölçümler için bir ağırlık birimi daha kullanırlar.Buna çekirdek denir kitoplam,5 santigram karşılığıdır.
Eski devirlerin en kıymetli parası olan bir Osmanlı altını,toplam iki dirhem ve bir çekirdek ağırlığa sahiptir.Bu durumda süslenmiş kimselere,iki dirhem bir çekirdek yakıştırmasında bulunanlar,mecaz yoluyla onlara altın demiş olurlar ki bizce pek zarif bir nüktedir.
(i.PALA)

212 sayfalık bu kitapta toplam 211 adet başlık bulunmakta.Diğer hikayeleri merak edenlere...